TÜRKİYE’DE ÖZEL OKULLARIN TARİHÇESİ

ankara ozel okullar 11

Özel Okullar’ın Tarihçesi

Eğitim tarihimiz incelendiğinde ilk özel okulların temellerinin çocuklarına özel hocalardan ders aldıran varlıklı kişiler tarafından atıldığı görülür. İlerleyen yıllarda kurulan vakıf destekli fakat devlet tarafıdan denetlenilen subyan okulları ve medreseler, Cumhuriyet öncesi dönemde karşımıza çıkan ilk özel okul örneklerindendir.

Günümüz yapısındaki ilk özel okullar, Islahat Fermanı(1856) ile ortaya çıkmaya başlamışlardır. Bu fermanla birlikte azınlıklara, cemaat olarak okul açma ve geliştirme izni verilmiştir.İlk özel okul açma serbestliği Rumlar’a, daha sonra Ermeniler’e son olarak da Yahudiler’e verilmiştir.Gerek Islahat Fermanı, gerek ilk Türk eğitim yasası olan ” Maarifi Umumiye Nizamnamesi ”, gerekse ilk Türk Anayasası olarak kabul edilen ” Kanun-u Esasi ” ile birlikte eğitim işi serbest bırakılmış olmasına karşın, devlet gözetim ve denetim hakkını her zaman elinde bulundurmuştur.

Bu dönem okullarını:

a) Geleneksel okullar( Medrese, mektep, vb.)
b) Yenileşme döneminde açılan ve devlete bağlı okullar ( Rüştiyeler, idadiler, askeri okullar, vb.)
c) Müslüman olmayan cemaat teşkilatları ile yabancı misyon ve yabancı yabancı hükümetlere bağlı okullar olarak sınıflamak mümkündür.

Yurdumuzdaki ilk özel Türk okulu, 1868 yılında açılan ” Galatasaray Sultanisi ” dir. Fakat bu okulun özel girişimciler tarafından açıldığını söylemek güçtür. Özel girişimciler tarafından açılan ilk özel Türk okulu Rüşdiye seviyesinde olan ” Şemsülmaarif ” (1884) adındaki okuldur. Sonraki yıllarda bu sayı çoğalmış ve 1903 yılında İstanbul’da ilk ve orta düzeyde 28 özel Türk okulu açılmış ve bu okullarda 4500 kadar öğrenci eğitim görmüştür.

II. Meşrutiyet’in ilanından sonra oluşan özgürlük ortamında özel okul açma girişimleri de artmıştır. Yaygınlaşan Türk okulları ile birlikte bunları biraraya toplamak amacıyla bir dernek kurma fikri ortaya çıkmıştır. Kurulan ilk dernek ” Osmanlı İttihat Mektepleri (1909)” dir. Sonrasında bunu ” Osmanlı Mektepleri Tevhid-i Mesai Cemiyeti takip etmiştir.

Cumhuriyet’in ilanı ile Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bağımsızlığın korunması adına eğitime büyük önem vermiştir. Bu nedenle 3.Mart.1924 tarihinde çıkartılan ” Tevhid-i Tedrisat Kanunu ” ile birlikte özel okulculuk çalışmalarında farklı bir sürece girilmiştir. Atatürk’e göre; Cumhuriyet’ ten önce izlenilen eğitim politikaları belirsizdir. Eğitimde birlik ve beraberlik, ortak bir amaç yoktur.Bu olumsuz etki, yabancı ve azınlıklara ait özel okullarda daha belirgindir. eğitimimiz yabancı unsurların etkisi altında kalmıştır. Bundan dolayı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile birlikte tüm okullar Maarif Vekaleti’ ne bağlanmıştır. Aynı kanun ile tüm bireylerin aynı hadef doğrultusunda yetiştirilmesi amaç edinilmiş, Türk Devleti’ ni yıkıcı, toprak bütünlüğünü zedeleyici, Türk Tarihi’ni küçük düşürücü ve yabancı devlet propagandası yapan faaliyetler yasaklanmış, Cumhuriyet öncesi açılmış yabancı okulların faaliyetleri kontrol altına alınıp gelişmeleri önlenirken, yenilerinin açılmasına da izin verilmemiştir.

Eğitimde birlik ilkesinden yola çıkarak, devlet her düzeydeki eğitimi üzerine almış, dolayısı ile maliyeti de üstlenmiştir. Ancak ülkenin neredeyse tüm kaynakları Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda kullanıldığından, yeni kurulan devlet ekonomik bakımdan güçlü bir yapıda değildir. Bu yüzden eğitim konusunda özel girişimcilerin desteği istenilmiştir.

Türk Eğitim Derneği (TED)’ nin kurulması ile, eğitim alanındaki devlet-özel girişimci birlikteliği yeni bir boyut kazanmıştır. TED’ in kuruluş amaçlarının en önemlilerinden biri, yabancı dilde eğitim-öğretim veren modern türk okullarının bulunmadığı bir dönemde, Türk çocuklarını yabancı okullara başvurma zorunluluğundan kurtaracak yeni okullar açmaktır. Bu amaçla Mayıs 1931′ de Ankara Yenişehir’de ilk olarak bir anaokulu açılmış, ardından aynı yerde kolej kısmı devreye girmiştir. Derneğin Bursa Kız Lisesi, yine 1931 yılında eğitim-öğretim çalışmalarına başlamıştır.

1960′ lara kadar özel okul açılmalarında kayda değer bir hareketlenme olmamıştır. Fakat 1961 ve 1982 Anayasa’ları sonrasında, özel okullar adına önemli gelişmeler yaşanmıştır. Özellikle 1985′ den sonra yapılan kanun, genelge, vb. niteliğindeki düzenlemeler ile özel okullar devletçe de açıkça desteklenmiştir.

1985’ten günümüze kadar geçen süre içerisinde, yapılan teşvikler sonucunda özel okullara her yıl yenileri eklenmiş ve bu sayı 2007-2008 eğitim-öğretim yılında 2353′ e ulaşmıştır. Bu sayı her ne kadar çok gibi görünse de, diğer ülkelerdeki toplam öğrenci özel okul oranlarına bakıldığında hayli düşük seviyede kalmaktadır.

Daha geniş bilgi ve kaynakça için:http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/141/999.pdf adresine bakınız.

Bir yanıt yazın